Tuqßa DiNç
İyi EğLenceLer  
  Ana Sayfa
  İletişim
  Kumuk TürkLeri
  KumukLarın DiL Ve Edebiyatı
  KumukLarın ALfabesi
  KumukLarın DinLeri
  Kumuk MüzikLeri
  Kumuk MuhacirLeri
  KumukLarın HaLk Hareketi: TengLik
  KumukLarın YemekLeri
  Kumuk Tarihinin KronoLojik Sırası
  KumukLarın Arması ve Haritası
  TÜRK DÜNYASI
  ALtay TürkLeri
  Başkurt TürkLeri
  Çuvaş TürkLeri
  Kırgız TürkLeri
  Nogay TürkLeri
  Özbek TürkLeri
  Tuva TürkLeri
  Türkmen TürkLeri
  Yeni Uygur TürkLeri
  Hakas TürkLeri
  Kırım TürkLeri
  ALfabeLer
  Site Sahibi Hakkında BiLgi
Türkmen TürkLeri
Günümüzde esas olarak Türkmenistan Türkleri için kullanılan "Türk­men" keli­me­sini bildiğimiz kadarıyla ilk defa Kâşgarlı Mahmut zikretmiştir. Başlangıçta bu kelime, daha zi­yade Müs­lü­manlığı kabullenmiş Oğuzları ifade etmek üzere kullanılmıştır.
Diğer bazı Türk grupları gibi uzun yıllar göçebe bir hayat süren Türkmenler, Oğuz grubu­na mensup Türk boylarındandır. Teke, Yomut, Ersarı, Sarık, Sa­lır, Gök­­­leñ ve Çov­­dur en büyük Türkmen uruğlarıdır.
Oğuzların-Türkmenlerin aktif bir şekilde tarih sahnesine çıkmaları, bazı Oğuz uruğlarının İslâmiyeti kabul ettiği zamana rastlar. Oğuz Yabgusu, Müs­­lü­man­­lığı benimseyen kar­deş­le­ri­nin üzerine yürümüş; sonraları kendi adı­nı taşı­yan bir devlet kuracak olan Selçuk Bey, Yabguya karşı mücadele et­miş ve Türk­men adıyla anılmaya başlayan Müslüman Oğuzları korumuştur.
Bu hadiseden sonra Türkmenler, Selçuk Bey önderliğinde Batıya doğ­ru hare­ket ederek Horasan ve Hazar taraflarına yönelmişler, geldikleri böl­ge­de Kıp­çak ve Peçenek Türkleriyle mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Son­raları Afga­­nis­tan'a ve Kuzey İran'a hâkim olan Gaznelilerle savaşmışlar, Çağ­rı ve Tuğrul kardeş­le­rin önderliğinde Dandanakan'da Gazne ordusunu ye­nmişlerdir (1040). Atala­rı Sel­çuk Bey'in adını taşıyan Büyük Selçuklu Dev­le­ti'ni kurmuşlar; sonra bu devlet, Amu­derya'nın doğusuyla batı Akdeniz ara­sın­da bulunan geniş bir coğraf­ya­ya hâ­kim olmuştur. Ancak yay­gınlaşan Moğol istilâsı, Selçuklu Devleti'nin ve Türk­men­le­rin ka­de­rini değiştirmiş; Türkmen uruğlarının bir kısmı Maveraünnehir, Ho­ra­san ve Man­gışlak civarında kal­mış; diğer uruğlar Azerbaycan'a ve A­na­dolu'ya yerleş­miş­­lerdir. Bu olaydan sonra Ha­zar ötesi Türkmenleriyle A­zer­baycan ve Anado­lu Türk­menleri ayrı topraklarda yaşa­mış, kültürlerinde ve dillerinde farklı eğilimler or­taya çıkmıştır.
Hazar ötesinde kalan Türkmenler, bir süre Moğolların ve Timurluların i­­da­re­sinde yaşamış; daha sonra Moğol asıllı Kalmukların saldırılarına daya­nama­ya­rak bu gün­kü Türkmenistan'ın güney batısında bulunan Köpetdağ taraf­la­rına çekilmek zo­runda kalmışlardır. Bu bölgede Türkmenlerin güç­len­me­si Hive Hanlığı'nı ve İran Şahlığı'nı rahatsız etmiş; Hive Hanı Ebulgazi Ba­ha­dır Han ve Türk asıllı İran Şahı Nadir Kulu Han, Türkmenlere ağır ka­yıp­lar ver­dirmişlerdir.
18. yüzyılda biraz kendini toparlayan Türkmenler, İran Şahlığı'nın ve Hi­ve Han­lığı'nın baskısından da kurtulmak amacıyla Merv bölgesine doğru ya­yılmış­lar; burada giriştikleri mücadelelerde İranlıları ve Hive Hanlığı'nı yıl­dırmışlardır. Bun­dan sonra derin bir nefes alan Türkmenler, 1860 yılın­dan itibaren hür ve müs­takil bir hayat yaşamaya başlamışlardır. Ama ne yazık ki bu sakin dönem pek fazla sürmemiş; Ruslar 1879 yılında Türk­me­­nis­tan'ı işgâli altına alma hazırlıklarına başlamış; Türkmenler bu defa da Ruslara kar­şı savaş­mak zo­runda kalmışlardır. Göktepe kalesi ve civarında yapılan ilk savaşta Ruslar yenil­gi­ye uğramış, ancak çoğunluğu kadın ve çocuklar ol­mak üzere yaklaşık dört bin Türk­men hayatını kaybetmiştir. Bundan iki yıl sonra yapılan savaşta da ağır ka­yıp­­lar (yirmi sekiz bin ölü) veren Türk­men­ler artık Rus yenilgisini kabul­len­mek zo­runda kalmışlardır. Merv böl­ge­sindeki Türkmenler tekrar savaşmak için hazır­lık­lar yapmayı deneseler de başarılı olamamışlar ve bütün Türkmenler, Ocak 1884'te Rus hâkimiye­ti­ne girmeyi kabul etmek zorunda kalmışlardır. 19. yüzyıl son­larında ve 20. yüz­yıl başlarında birkaç defa ayaklansalar bile bu ayaklanma­lar Ruslar tara­fın­dan bastırılmıştır. Bu gelişmelerin tabiî bir sonucu olarak 27 Ekim 1924 tarihinde Türkme­nis­tan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur.
Yetmiş yıl kadar Rus egemenliği altında yaşayan Türkmenler, örf ve â­det­le­ri­ni korumaya çalışmışlar; özellikle toplumun çekirdeği olan ailenin de­jenere ol­ma­ması için büyük çaba sarf etmişlerdir. Bunun için ilginç bir yol iz­leyerek ka­dın­ları yabancılardan uzak tutmuşlardır.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 27 Ekim 1991 tarihinde is­tik­lâl­le­ri­ne kavuşan Türkmenler; iyi bir yol izledikleri takdirde artık inançlarını, örf ve âdetlerini istedikleri gi­bi yaşa­ya­bilecek; kendi kararlarını kendileri vereceklerdir.
Bu gün Türkmenler, Türkmenistan dışında İran ve Afganistan’ın kuzeyinde, Özbe­kis­tan’da, Kafkasya’nın kuzeyinde bulunan Stavropol bölgesinde ve Türkiye’de yaşa­mak­ta­dır­lar.
 
   
Şu Ana KaDar 9 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol