Tuqßa DiNç
İyi EğLenceLer  
  Ana Sayfa
  İletişim
  Kumuk TürkLeri
  KumukLarın DiL Ve Edebiyatı
  KumukLarın ALfabesi
  KumukLarın DinLeri
  Kumuk MüzikLeri
  Kumuk MuhacirLeri
  KumukLarın HaLk Hareketi: TengLik
  KumukLarın YemekLeri
  Kumuk Tarihinin KronoLojik Sırası
  KumukLarın Arması ve Haritası
  TÜRK DÜNYASI
  ALtay TürkLeri
  Başkurt TürkLeri
  Çuvaş TürkLeri
  Kırgız TürkLeri
  Nogay TürkLeri
  Özbek TürkLeri
  Tuva TürkLeri
  Türkmen TürkLeri
  Yeni Uygur TürkLeri
  Hakas TürkLeri
  Kırım TürkLeri
  ALfabeLer
  Site Sahibi Hakkında BiLgi
ALtay TürkLeri
Güney Sibirya bölgesinde Dağlık Altay Cumhuriyetinde yaşayan, aralarında bir takım diyalektik farklılıklar olan Tuba Kişi(Tuva//Tuma//Yış Kiji), Çalkandu Kişi (Şalkandu//Kuu Kiji), Kumandı Kişi (Kubandı, Kuvantı) Altay Kişi, Teleüt ve Telengit boylarının ortak edebî dili “Altay (Oyrot) Türkçesi” olarak adlandırılmaktadır.

Altay Türkleri; Altay kişi, Telengit, Teleüt, Çalkandı, Kumandı ve Tuba boylarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bir Türk topluluğudur. Bugün, yoğun olarak Rusya Federasyonunun içindeki Dağlık Altay Cumhuriyeti’nde yaşamaktadırlar. Ayrıca dağınık olarak Altayski Kray (Altay Bölgesi) içinde yer alan Novosibirsk, Barnaul, Biysk şehirlerinde ve Kemerova Oblastında da Altay Türkleri ikamet etmektedir. 2002-2003 yıllarına ait istatistik verilerine göre Altay Özerk Cumhuriyeti’nin nüfusu 205.000’dir. Bu sayının yaklaşık 60.000’ini Altay Türkleri oluşturmaktadır.

1917 Ekim İhtilâlinden önce Altay dağlarında yaşayan Altay Türkleri; Altay kişi, Telengit, Teles, Teleüt, Kumandı, Çalkandı şeklinde boy adlarına göre anılmışlardır. Rus literatüründe “Altaylılar” olarak tanımlanan bu grubun, 17.-18.  yüzyıl kayıtlarında “Ak Kalmuklar, Sınır Kalmukları, Dağ Kalmukları” şeklinde adlandırıldıkları da bilinmektedir. Genel olarak güney ve kuzey şeklinde iki gruba ayrılan Altaylıların, fiziksel özellikleri dikkate alındığında güneydekilerin “Kalmuk”, kuzeydekilerin ise “Tatar” olarak isimlendirildiğinden de bahsedilmektedir(Potapov, 1964: 305).

İlmî literatürde Altay Türkleri öteden beri hem ağız özellikleri hem de boy farklılıkları bakımından altı grup halinde (Kuzey grubu: Çalkandı, Kumandı, Tuba Güney grubu: Altay Kişi, Telengit, Teleüt) incelenmiştir. Güney Altaylıların hepsinin asıl adının  Telengit olduğu ve Sovyet döneminde “Altay, Telengit ve Teleüt” olmak üzere üç gruba bölündükleri ifade edilir (Radloff 1994: 2). Güney Altaylıları “Telengit” diye adlandıran kaynaklarda Telengit (Telenget, Telengup) kelimesinin, Eski Türkçedeki “tele” ismine Moğolca çokluk ekinin gelmesiyle kurulmuş bir topluluk adı olduğu ve 17.-18. yüzyıldaki Telengitlerle eski Telelerin bağlantısı olmadığı belirtilir. Ayrıca, bahsedilen yüzyıllarda yazılan Rus kaynaklarında “Cungar, Kalmuk, Telengut, Teleüt ve Uranhay” gibi adlandırmaların yapıldığı  Telengitler üç grupta incelenmektedir:

1- Merkezî Grup: Günümüz Altay Türklerinin çoğunun dahil olduğu bu gruba  Altay-Telengit veya Altay adı verilmektedir.

2- Doğu Grubu: Bugün Ulagan ve Koş-Agaş’ta yaşayan Altaylıların ataları için bu adlandırma yapılmaktadır.

3- Kuzey-Batı Grubu: İlmî literatürde bu gruba “Teleüt” adı verilir. Onlar kendilerine Telengit veya Ak-Telengit demektedirler. “Ak” kelimesi diğer Telengitlere göre daha batıda yaşamalarıyla ilişkilendirilmektedir (Satlayev, 1995: 22). Bu grup bugün yoğunlukla Kemerova Oblastında, Belova yurdunda Büyük ve Küçük Baçat (Bayat) nehri boylarında yaşamaktadırlar. Dağlık Altay Cumhuriyeti dışında, Moğolistan ve Çin’de, Uranhay’da, Urçum vilayetinde, Tuva Türkleri, Kazak Türkleri ve Çinlilerle birlikte yaşayan Telengitlerin de var olduğu söylenmektedir.

Telengit adı 14. yüzyıldan itibaren bilinmekte idi ve o dönemde Telengitler Sayan-Altay dağlık bölgesinde yaşayan orman halklarından biri olarak görülmekte idiler. Telengitler ancak 16. yüzyıldan itibaren bugünkü Dağlık Altay bölgesine  yerleşmeye başlamışlardır.

Telengitlerin ortaya çıkışını ve gelişimini, Eski bir Türk kabilesi olan Teledolanga’ya ve Moğol dönemi Telengutlarına bağlayan Potapov, Telengitlere 18. yüzyılda “Uranhaylılar veya Uranhay Kalmukları” da denildiğini, fakat bunun tamamen yanlış bir tanımlama olduğunu ileri sürmektedir (Potapov,1964 (1956):305).

İ. Tengerekov, “Telenetter” (Altaydı‰ Çolmonı, 2001, sayı 77) adlı makalesinde, Telengit adının etimolojisini, “Telet” kavim adına eklenen Moğolca “ut // gut // ‰et” şeklindeki çokluk eki ile açıklar. Teleüt ve Telengit diye literatürde iki farklı halk olarak tanımlanan boyların aynı topluluğu anlattığını ifade eder. “Teleut” adının Telengit’in yanlış telaffuzuyla ortaya çıkmış şekli olduğunu  iddia eder.

Farklı görüşler ileri sürülse de Altay Türkleri, bugün, konuyla ilgili kaynaklarda  hem boy hem de ağız bakımından altı gruba ayrılmaktadır (Baskakov, 1947:221-222; Caferoğlu, 1988: 7):   

Altay Kişiler: Eskiden “Oyrot” olarak tanınan bu boy Onguday, Şebalin, Üst-Kan, Mayma, Üst-Koksa bölgelerinde ve Katun, Ursul, Sema, Pesçanaya, Çarış, Mayma nehirlerinin kenarlarında yaşar. Mayma ırmağı kenarında oturanlar “Mayma Kişi” diye de bilinir. Altay Kişiler, Altay Türklerinin sayıca en kalabalık boyudur ve kendilerini “Altay Kişi” şeklinde adlandırırlar.

Telengitler: Telengit boyu; Ulagan, Koş-Agaş, Çoluşman, Çuy, Argut ve Başkaus bölgelerinde yaşamaktadır. Çuy ırmağı havzasında yaşayanlar kendilerini  “Çuy kişi” olarak  da adlandırır. Telengitler, Ruslar tarafından 18. yüzyılda “Uranhay, Uranhay Kalmukları” olarak adlandırılmakla birlikte 1856 yılına kadar hem Ruslara hem de Çinlilere vergi ödedikleri için “iki vergi verenler” anlamına gelen Rusça “Dvoedantsı” adıyla da bilinirler. Telengitlerin bir kısmı “Tölös” adını alırlar.

Teleütler: Bu Altaylı Türk boyu, Dağlık Altay Cumhuriyeti içinde, Şebalin (Mıytu ve Çerga köylerinde) ve Mayma rayonlarında az sayıda, Altay Kray’a bağlı Çumışsk’ta ve yoğun olarak Kemerova Oblastı Belovsk ilçesinin Küçük ve Büyük Bayat ırmakları havzalarındaki Çoluhoy, Şardu, B. Ulus köylerinde yaşamaktadır. Ruslar tarafından “Ak Kalmuklar” adıyla da anılmışlardır.

Çalkandılar: Lebed nehri ve onun kolu olan Baygol çayı boyunda (Kurmaç, Baygol, Suranaş, Küçük Çibeşen ve İtkuç yerleşim yerlerinde) otururlar. Kıyısında yaşadıkları ırmağın adından dolayı (Lebed “kuğu”) Kuu-kişi diye de tanınan Türk boyu, kendilerini Çalkandu Kişi, Şalkandu Kişi, Şakşılu Kişi şeklinde adlandırır.

Kumandılar: Kumandılar, Dağlık Altay Cumhuriyeti içinde yoğun olarak Biy nehri boylarında, Turaçak rayonunda Lebed nehrinin ağzından Balıksu’ya kadar olan alanda yer alan Şunarak, Surbaşevo köylerinde, Lebed ırmağı ağzının yukarı bölümünde yer alan Sankin ve Tondoşka yurtlarında, cumhuriyet dışında ise, Altay Kray’da yer alan, Solton (Koobiya, Urtay, Peşper) ve Starobardinsk aymaklarında (Koja-bajı, Narlık, Akkül, Çegenig, Kurlek  köyleri) oturmaktadır (Baskakov,1947:222; Çumakayeva, 2003: 141). Ayrıca Kumandıların önemli bir kısmı yine Dağlık Altay  Cumhuriyeti dışındaki Biysk şehrinde yaşamaktadır. Kumandılar, Yukarı Kumandı (Örö Kumandı) ve Aşağı Kumandı (Aldına Kumandı) olmak üzere iki kola ayrılmaktadır (Devlet, 1997:34).

Tubalar: Çuy (Salganda, Inırgı, Tuşkenek köyleri) ve Turaçak (Kebezen, Artıbaş köyleri) rayonlarında, Kadın ve Biy nehirlerinin ortasında, Uymen, Pıja, Büyük ve Küçük İşa, Sarı ve Kara Kokşa nehirleri boylarında yaşarlar. Ruslar tarafından “Çernevıh (kara) Tatar” diye adlandırılan Tubalar, kendilerini Tuba Kişi, Yış Kişi  şeklinde tanımlarlar (Devlet, 1989: 35).
Araştırmalarda, Altay bölgesi,  Türklerin ata yurdu olarak kabul edilmekte ve bugünkü Dağlık Altay Cumhuriyeti’nin Eski Türk Kağanlığının hâkimiyeti altında olan bölgelerden biri olduğu  belirtilmektedir (Potapov, (1956)1964: 306-309; Samayev, 1992). Türklerin en eski tarihî buluntularından sayılan Pazırık kurganları ve bazı Göktürk yazılı bengütaşları  da Altay Özerk Cumhuriyeti’nin sınırları içinde yer almaktadır.

Dağlık  Altay bölgesi     sadece Türklüğün değil insanlığın da yaşadığı en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Öyle ki, Dağlık Altay Cumhuriyeti’nin başşehri Gorno- Altaysk’da, Ulalu nehrinin kıyısında 1-1,5 milyon yıl önce bu bölgede yaşayan insanlara ait mezarlar bulunmuştur. M.Ö. II ve III. çağın başında Altay’a geldikleri ve Altay’da yaşayan halkların çoğuna hükmettikleri belirtilen  Hunlar, daha sonraki “Telelerin” de ataları olarak gösterilmiştir (Samayev,1992).

Arkeologlar, Altay’da beş bin yıl önce yaşayan insanları, Afanazi diye adlandırılmışlardır. Afanazilerin, bakırı bulup ondan süs eşyaları ile bronz bıçaklar yaptıklarından ve Afanazilerle birlikte başka ırktan insanların da yaşadıklarından bahsedilmektedir (Potapov, (1956)1964: 306; Samayev, 1992).

M.Ö. 7. ve 8. yüzyılda Dağlık Altay’da mongoloid görünüşlü, Avrupaî, melez insanlar yaşamıştı. Onların kültürü Moğollardan Karadeniz’e kadar yayılan toplulukların kültürüne benziyordu. İskitlerin bazıları  da Altay’a son zamanlarda gelen topluluklarla karıştılar (Samayev, 1992).

Daha sonra, Cengiz Han’ın gittikçe genişleyen topraklarına dahil olan Altay bölgesi, 14. asrın sonunda Moğol devleti parçalanınca bağımsız bir yer mahiyeti kazanmıştı. Ancak, 18. yüzyıla girerken, Altay’a Ruslar ve Oyrotlar (Cungarlar) girdi. Bu sırada, Altaylıların çoğu Oyrot Hanlığına tâbi oldu. Bir kısmı ise Rus Çarlığına (kalan) vergi ödedi. Geri kalan bir kısım Altaylı ise, ikisine de (Rus, Oyrot) vergi verdi. 1756-1758 yıllarında Çin-Mançur Devleti Oyrot Hanlığını dağıttı. Altaylıların büyük bir bölümü kendi rızasıyla Rus Çarlığına tâbi oldu. 1864-1865 yıllarında Altaylıların Çin’e bağlı kalan kısmı da Rus Çarlığının idaresi altına girdi. Böylece Altay Türkleri bütünüyle Rus hâkimiyetine girmiş oldu (Samayev,1992
 
   
Şu Ana KaDar 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol